Bir zamanlar birer esnaf okulu konumunda olan her Sivereklinin meslek edinmesi için çocuğunu çırak olarak verdiği ustalar ve icra ettikleri meslekleri bir bir teknolojiye yenik düşerek yok olmaya yüz tutmuş.
Çok değil bir 30 yıl geriye gittiğimizde, günümüzde birer temsilcileri kalan demirciler, keçeciler, bakırcılar, palancılar, odunlu fırınlar, kemer yapan taş ustalarının sayısı çok fazlaydı. Siverekli vatandaşlar çocuklarını bu ustaların yanına çırak vermek için bazen hatırı sayılır insanları devreye koyarak şunu derlerdi” Ustam bu haylaz oğlanı etse etse sen adam edersin, gözünün yaşına bakma, eti senin kemiği benimdir, yeter ki meslek öğrensin vallahi mesleği olmazsa kimse buna kızını vermez”
O dönemde bu gerçekler yaşanıyordu. Eski Siverekliler hatırlarlar kimse memura kızını vermezken kız babalarının tercihi” altın bileziğini eline almış meslek ustalarıydı”
Bu gün sakin ve sessizliğe mahkûm demirciler çarşısına girdiğinizde adeta örsle çekiç seslerinin ahengi bir müzik ritmindeydi. Bir yandan kalaycıların dumanına karışmış nışadır kokusu, bir yandan bakırcı ustaların hararetle yaptıkları kerge kazanları. Bakırcılar bakır ev gereçlerini yapmak için aylar öncesinden siparişlerini alıyorlardı. Her evde bakır kap kacak bulunmuyordu. Bakırcılar en çok kerge kazanı siparişi alıyordu, o dönemlerde Siverek kentinin etrafı üzüm bağlarıyla çevriliydi.
Hazreti Davut’un torunları sayılan sıcak demirciler bazen gecenin yarılarına kadar karasaban, orak, balta, tahra siparişini yetiştirmek için çalışmak zorunda kalıyorlardı. Traktör henüz toprakla buluşmamıştı, öküz, at karasabana bağlanırdı. Biçerdöver girmemişti harmanlara sadece demirci ustalarının yaptığı çelik oraklarla biçilirdi ekinler.
Sıcak demircilerin altın çağı traktörün toprakla, biçerdöverin ekinlerle buluşmasıyla işleri kesat olmaya başladı.
Bir zamanın başka altın bileziği olan keçecilik. Bu mesleğinde tarihi yerleşik düzene geçilmeden çok eskilere dayanır. Evlerin ve kıl çadırların vazgeçilmezi olan keçeler makineyle tanışmadan insan gücüyle insanlar göğüslerini siper ederek keçeleri kıvamına getiriyorlar, bazı keçeciler aylarca kırsal kesimde dolaşıp keçe yapıyorlardı.
Makineleşmeyle bu meslekler bir bir yok olmaya yüz tuttu. Ustalarına ekmek yediremez olan kadim mesleklerin yeni ustaları yetişemiyor, mesleğin bu son ustaları kendi mesleklerinden ekmek yiyemiyorlar ki çıraklarına yedirsin.
Bir zamanlar ekmek fırınları vardı. Hamuru ustalar yoğururdu. Meşe Odundan başka yakacak kullanmıyorlardı. Ekmek açıcıları yani tırnakçılar meşhurdu, rağbet gören usta fırıncılar Palulu fırıncılardır, rivayete göre fırıncılığı Palulu fırıncı ustaları Siverek’ e getirmiş. Bir zamanlar Siverek ekmeği bölgenin en iyi ekmekleriydi.
Diğer meslekler olduğu gibi fırıncılıkta tarihe karışıyor, makinelerin yoğurduğu çevirlediği ekmeklerin tadı kalmadığı gibi eski kadim mesleklerde de artık ekmek kalmadı.
The requested URL /veriservisi/doviz.php was not found on this server.